İçeriğe geç

Kategori: Kitap Bölümleri

Arap Şiirinde Cimrilik

Konu, tema, öz ve içerik gibi temelde aynı anlamlarda kullanılan muhteva, Arap şiiri için önemli unsurlardan biridir. Birçok edebiyatçıya göre muhteva, şiirde şekilsel ve biçimsel unsurlardan daha önemlidir. Arap şairleri Cahiliye döneminden günümüz Modern döneme kadar şiirlerinde hep bir muhteva üzerinde yoğunlaşmışlardır. Kimi zaman kafiye düzeni ve vezin gereği, kimi zaman lafzı güzelleştirmede kullanılan edebi sanatlar gereği, kimi zaman da anlam zenginliğini elde etme kaygısıyla, ele alınan muhtevayı karşılayan aynı anlamdaki murâdif kelimeler şiirlerde farklı beyitlerde kullanılmıştır. Şiirin muhtevasını yansıtan bu kelimeler gerek etimolojik kökeni ve dilsel özellikleri gerekse sözlük ve ıstılahı anlamları itibarıyla çoğu zaman mercek altına alınmıştır.

Üç Cümel ve Arap Dilindeki Yeri

Nahiv ilmi, Arapçanın gramatik yapısını ve kurallarını ele alan bir ilim dalıdır. Hem nahiv ilminin hem de Basra dil mektebinin kurucusu olan Ebu’l-Esved Zâlim b. Amr b. Süfyân b. Cendel ed-Duelî’ye (ö. 69/688) Hz. Ali’nin kelime çeşitleri ve tanımlarını kapsayan bir sayfayı vermesinden sonra “Bu yola girerek ilerle.”( اُنْحُ هَذَا النَّحْوَ)  demesi üzerine nahiv ismiyle anılmaya başlayan bu alanda, ed-Dueli’den günümüze kadar binlerce nahiv kitabı neşredilmiştir. Bu nahiv eserlerinden el-Cümel ismiyle bilinen altı eser vardır. Bunlar Ebû Bekr Muhammed b. es-Serî b. Sehl el-Bağdâdî İbnu’s-Serrâc’ın (ö. 316/929) el-Cümel’i, Ebû Bekir Ahmed b. Hasan b. ʽAbbâs Muhammed İbni Şukayr en-Nahvî el-Bağdâdî’nin…

Irak Hikâyeciliği ve Zu’n-Nûn Eyyûb

Edebi türlerden yalın ve sade bir tür olan hikâye, kolayca anlaşılır bir dil ve üslupla yazılması, kısa oluşu, yaşanmış ve hemen hemen herkes tarafından bilinen olayları veya yaşanması muhtemel olayları dillere pelesenk olacak bir şekilde konu edinmesi gibi özelliklerinden dolayı, toplum içerisinde tarih boyunca ortaya çıktığı ilk günden günümüze kadar varlığını korumuş ve en yaygın bir edebi tür olmuştur. Hatta o kadar yaygın bir tür haline gelmiştir ki, yazılı edebiyattan çok sözlü edebiyat türü olarak günümüze kadar gelmiştir. Her dönemde farklı coğrafyalarda hikâyeciler hikâyeleriyle ün yapmış ve her bölgeye özgü hikâye üslupları oluşmuştur. “Irak Hikâyeciliği ve Zu’n-Nûn Eyyûb” başlıklı bu…