Felsefenin en eski ve temel meselelerinden birisi varlık problemidir. Varlığın özü ve mahiyeti hakkında bilgi vermeye çalışan felsefe dalı ise Metafizik veya Ontoloji (Varlık Bilimi) dir. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren, insanlar, evrenin ve bu evrende var olan nesnelerin ilk nedenlerini araştırmaya koyulmuşlar ve evrende var olan nesnelerin ilkelerini çeşitli düşüncelerle ifade etme yolunu seçmişlerdir. Bu bağlamda ilkçağdan günümüze kadar birçok filozof, varlığın mahiyeti ve özü üzerine düşüncelerini belirtmiş ve bu düşüncelerini kurdukları sistemler desteğinde savunmuşlardır. Şüphecilikten yola çıkarak kendi varlığına ulaşan, kendi varlığından Tanrının varlığına ulaşan, Tanrının varlığından da eşyanın varlığına ulaşan, eşyanın varlığından tekrar Tanrıya ve kendi varlığına dönen, materyalist, sprütüalist ve metafizikçi olan, şüpheyi metot alarak metodik şüpheyi kuran, “Cogito Ergo Sum” (Düşünüyorum Öyleyse Varım) önermesiyle her şeye metodik şüphe ile yaklaşan, metafiziği temele alarak gerek fiziki varlıkları gerekse metafiziki varlıkları sistemli bir şekilde ispatlama yoluna giden, sistem kurmuş bir filozof olarak bilinen, XVII. yy. ve sonrasına damgasını vuran Descartes, işte bu varlık problemi çerçevesinde varlığın mahiyeti ve özü hakkında sistemli bir şekilde düşüncelerini açıklamış ve bu düşüncelerini savunmuştur.
Arap Dili ve Belâgatı